28 Ekim 2017 Cumartesi
14 Ekim 2017 Cumartesi
Nihat Ünsal
O güzelim
"Değirmenden mektuplar" kitabını okurken kendimi "Kibritçi
Kız" gibi hissettim. Her bir sayfa, her bir hikaye ayrı bir
güzelikteydi... Ellerine sağlık ama bir dahakine 2 saatte bitecek şekilde yazma
tadı damağımda kaldı.
12 Ekim 2017 Perşembe
Muhammet Murat Cüntay
İnsanlığın iyice karardığı ve yozlaştığı bu dönem aklamaya çalışırken insanoğlunu, aklıma getirip beynimde mücadeleme ortak ettiğim iyi insanların başındadır sevgili Mustafa Abi değirmenden mektupları okuduğum zaman ne kadar doğru düşündüğümü anladım
4 Ekim 2017 Çarşamba
2 Ekim 2017 Pazartesi
Okuyucu Yorumları . Kamil Yılmaz
'Değirmenden mektuplar''

"Mustafa Küçükçakan'ın Çorum Kargı'dan, Diyarbakır'dan, İstranbul'dan Berlin'den yazılan ''Değirmenden mektuplar'' adlı kitabı yayımlandı"
İSTANBUL
''Yok sayılanların umudu, tükenenlerin hikayesi'' olarak tanımladığı kitabı,1984 yılında öğrenim masraflarını karşılayabilmek için gece lüks bir otelde çalışan Mustafa Küçükçakan'ın uluslararası şirketlerin üst düzey yöneticliğine uzanan yolunda Berlin, Amsterdam, Tokyo, Shangai
hikayelerinden oluşan kitabı ''Değirmenden mektuplar'' kitabevleri raflarında yerini aldı...
Yazar, hayatın sayısız parodoksunu yalın bir dille okuyucuya sunuyor.
Kendi hayatından hikayeler anlatırken yazar Küçükçakan, okuyucuya da kendi yaşamlarına dair ayna tutuyor..
''Değirmen yaşayan herkes için aynı dönüyor'' diyor Mustafa Küçükçakan.
Savrulup attığı hayatlar, tüketilen umutlar, hayata küstürülenleri, var olmanın ve asla vaz geçmemenin idealinde buluşturuyor. Sıra dışı olaylar komik ve için için güldürürken bir anda sizi duygu fırtınasında göz yaşlarıyla baş başa bırakıyor. İçinize dokunmanın hazzını yaşatıyor satırlar.
Frnasız Dili Öğretmenliği eğitiminden sonra yaşam boyu öğrenmeyi kendine vizyon edinen Mustafa Küçükçakan İngilizce İşletme Yüksek Lisans, Sistem Mühendisliği, Fotoğraf ve Kameremanlık mezuniyetinden sonra
halen İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünde okuyor. Yazarın baskıya hazır Değirmenden Mektuplar beş adet kitaptan oluşurken ayrıca Çorum Kargı yöresinin ve halkının hikayelerinden yola çıkarak yazdığı Köyümden
hikayeler, ve kronik bir işsizin trajik hayatının anlatıldığı Vertigo adlı kitapları bulunuyor. Hayata bir umut bir ışık olabilemek için güçlü bir anlatım ve ifade diliyle yazmaya devam ediyor.
hikayelerinden oluşan kitabı ''Değirmenden mektuplar'' kitabevleri raflarında yerini aldı...
Yazar, hayatın sayısız parodoksunu yalın bir dille okuyucuya sunuyor.
Kendi hayatından hikayeler anlatırken yazar Küçükçakan, okuyucuya da kendi yaşamlarına dair ayna tutuyor..
''Değirmen yaşayan herkes için aynı dönüyor'' diyor Mustafa Küçükçakan.
Savrulup attığı hayatlar, tüketilen umutlar, hayata küstürülenleri, var olmanın ve asla vaz geçmemenin idealinde buluşturuyor. Sıra dışı olaylar komik ve için için güldürürken bir anda sizi duygu fırtınasında göz yaşlarıyla baş başa bırakıyor. İçinize dokunmanın hazzını yaşatıyor satırlar.
Frnasız Dili Öğretmenliği eğitiminden sonra yaşam boyu öğrenmeyi kendine vizyon edinen Mustafa Küçükçakan İngilizce İşletme Yüksek Lisans, Sistem Mühendisliği, Fotoğraf ve Kameremanlık mezuniyetinden sonra
halen İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünde okuyor. Yazarın baskıya hazır Değirmenden Mektuplar beş adet kitaptan oluşurken ayrıca Çorum Kargı yöresinin ve halkının hikayelerinden yola çıkarak yazdığı Köyümden
hikayeler, ve kronik bir işsizin trajik hayatının anlatıldığı Vertigo adlı kitapları bulunuyor. Hayata bir umut bir ışık olabilemek için güçlü bir anlatım ve ifade diliyle yazmaya devam ediyor.
OKUYUCU YORUMU . Meftun Akbaba
kta okuyamadım ama büyük bir heyecanla okudum. Bilgi birikiminiz, yaşamışlıklarınız kitaba ve sanata olan yaklaşımınız bitirmiş olduğunuz okullar ve benim bunların ucundan bile geçmeyişim nedeniyle kitabınızı kesinlikle eleştirebileceğimi düşünmüyorum. Haddim değil. Yalnızca İstiklal Caddesi hikâyenizde yazdığınız gibi sizin kitap ve kitaplarınızın da o raftan almaya kıyamadığınız kim bilir kaç defa okunmuş ve okumaktan yıpranmış olan değerli kitaplar arasına girmesini ve sizin gibi değerli yazarlarında ilerde kitaplarınızı bu tasvir ettiğiniz kitaplar gibi tasvir etmesini temenni ediyorum. Birçok hikayede kendimden parçalar buldum. Diyarbakır da geçen bölümleri bölge halkını yakından tanımam sebebiyle sanki birebir yaşamış gibi oldum. 6 yılım güneydoğuda geçti. İstanbul da da 3 yıl çalıştım. Zor bir şehir olduğunu tosya kadastro müdürlüğünden istifa edip astsubay olduğuma tek pişman olduğum görev yeri olduğu için biliyorum. Kargı serispor da futbolcu olmamdan dolayı bu kitapta seri spora değinmeniz beni ayrıca mutlu etti. Kısacası kargı istanbul diyarbakır hikâyeleriniz beni çok etkiledi. Kitabınızı severek ve bi an önce okuyup bitirmek telaşıyla okudum. Ama bittiğinde de diğer kitaplarınızı da bir an önce okuma isteği ve merakı oluştu. Çok teşekkür ederim. İnşallah birgün sizinden bu veya buna benzer anıları yüzyüze de dinlemek fırsatı elime geçer. Kitabımı eşimden sonra askerlerime de vererek okumalarını sağlayacağım. Teşekkürler İyi geceler
OKUYUCU YORUMLARI Hakan Çağıl
Yüreğine, kalemine sağlık Mustafa abi. Kitabınızı soluksuz okudum. Yakın zamanda okuduğum Ercan Kesal kitaplarındaki duyguları yaşadım..
"Baba Mıstık" hikayesindeki Malazgirtli Dana Hüseyin'den, kok(uş)muş Şadi Bey'e yurdumun tüm karakterleri var bu kitapta. Beş yıldır teskere alamayan Malazgirtli Hüseyin'in, kendisi için yaptırılan boyacı sandığından kazandığı ilk para nedeniyle askerde kalmaya karar vermesi ne kadar etkileyici, ne kadar yürek burkucu.. Berlin'e dair gözlem ve aktarımlar Google'da dahi bulunamayacak kıymette.. "İstiklal Caddesi"ni okuyunca, Beyoğlu'nu görmemenin nasıl bir kayıp olduğu hissiyle anında İstiklal'de olası geliyor insanın.. Bamya, çeltik, eşek, inek vs. Kargi'ya dair olan ne varsa, Yaşar Kemal'in Çukurova tasvirlerinden farkı yok..
Tebrikler... Teşekkürler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)